29 Mayıs 2012 Salı

Bir garip yazı

Kişisel gelişim konusunda bir yazı yazmayı düşündüğümde yazacaklarımdan çok emindim. Bu konuyu eskiden nasıl algılıyordum şimdi ne düşünüyorum, hangi noktalarda bilerek ve isteyerek aldandım çözmüş gibiydim. Şimdi, yazıyla ilgili birçok başarısız denemeden sonra, bu konuda kafamın hala çok karışık olduğunu anlıyorum. Bu nedenle yazdıklarımın bir tavsiyeden ziyade; beraber akıl yürütme çabası olarak algılanmasını temenni ederim.


Kişisel gelişim başlığı altında kitapçıların raflarını süsleyen konulara olan ilgim 2007 Eylül' ünde başladı. Reiki, kuantum düşünce tekniği, nefes terapisi, kuantum dramalar, sedona yöntemi, eft tekniği aldığım eğitimlerin sadece bir kısmı. Kitaplığımda bir kitapçının kişisel gelişim reyonundaki kadar kitap var sanırım. Bir dönem adını duyduğum her eğitime katıldım, her kitabı aldım. Anlayacağınız, kişisel gelişim manyağı olmuştum, sorun şu ki; bir türlü gelişemiyordum. Aldığım eğitimin, okuduğum kitabın verdiği ara gazı sabun köpüğü gibi sönüveriyordu ve ben yine başlangıç noktasına dönüyordum.

Kuantum düşünce kitapları Schrödinger' in kedisini anlatıp duruyordu. Nereden baktığınıza bağlı olarak kedi bir görünüp bir kaybolduğuna göre; ben de hayatımla ilgili bakış açımı değiştirebilirdim, istemediklerimi hayatımdan çıkarıp yenilerini düşleyerek istediğim her şeyi elde edebilirdim. Kedinin bu işlerle ne alakası var anlamamıştım ama ben kendi Matrix' imi bulmuştum. (Bu basite indirgenmiş anlatımdan dolayı Schrödinger' den ve kedisinden özür dilerim.)

Kısa yoldan söyleyeyim, aldığım gazla hayatımda çok büyük kararlar aldım. Bu kararlar yanlıştı demek çok büyük yanlış olur. Ama içleri doldurulmamıştı, doğru zamanı planlanmamıştı, sonrası hesaplanmamıştı. İstediğim her şeyi olabileceğimden, her şeyi yapabileceğimden o kadar emindim ki o şeyin ne olduğunu bilmekle ya da bulmakla vakit harcamadım, nasıl olsa o şey bana gelecekti. Eğitimlerden birinde yapılan bir drama seansında biri bana ataların sana uç diyor demişti ve ben de onları dinleyip uçtum. Nereye uçacağımı, nasıl uçacağımı planlamadığım için de yere çakıldım.

Bugün hala içi doldurulmadan alınmış kararların neden olduğu boşluğu doldurmaya çalışıyorum hayatımda. Uçmayı hala çok istiyorum. Ama bunun için sadece olumlu düşünmenin, sadece inanmanın yetmeyeceğini artık biliyorum. Kişisel gelişim eğitimlerine katılmaya devam ediyorum. Sanırım benim için bir alışkanlık oldu bu. Ama akıl ve mantığı bir kenarda bırakıp kişiyi hayalperestliğe sevkeden şeylerden uzak duruyorum.

Yani artık kişisel gelişimden anladığım secret ya da benzeri şeyler değil. Ama onlar da bütünüyle yanlış değil. İnsanların satın almaları için ilgi çeken kısımları cilalanıyor sadece. Yoksa Mevlana da diyor ' gül düşünürsün gülistan olursun, diken düşünürsün dikenlik'. Önemli olan kendimiz için doğru olanı bulup düşünebilmekte. Ve yanılmadan doğruyu bulamayacağımızı unutmayıp sabretmekte (Bu kısmı kendim için yazdım, evet:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder