9 Haziran 2010 Çarşamba

Atlıkarıncada bir tur daha

Atlıkarıncada bir tur daha, İtalyan gazeteci Tiziano Terzani' nin son romanı. İnternetten sipariş verdiğim diğer kitaplarla birlikte geldiğinde epey gözüm korkmuştu bu 653 sayfalık kitaptan. Okumayı epeyce erteledikten sonra korkunun ecele faydası yok dedim 10 gün önce. Bu kadar hızlı okuyacağımı, bu kadar beğeneceğimi ummuyordum doğrusu. Pozitif düşünme gücü, kuantum yaşam, reiki, tekamül gibi son dönemin modası spiritüel konulara ikircikli yaklaşan bir manyak olarak bu kitaba bayıldığımı söyleyebilirim. İkircikliyi cümle içinde kullanabilmek ise ayrı bir övünç kaynağı oldu benim için, ağlıyorum şu an.

Kitap, Tiziano Terzani' nin kanser olduğunu öğrenmesi ile başlıyor. Kitabın ilk paragrafında şöyle anlatıyor Terzani hastalığını öğrendiği andaki hislerini: 'Biliriz ama sadece başkalarına olur zannederiz hep; kendi başımıza gelebileceğini asla düşünmeyiz. Ben de her zaman böyle hissederdim. Bu nedenle doktoru duyduğumda herkes gibi ben de çok hazırlıksız yakalandım ve ilk anda sanki bir başkasından söz ediliyormuş gibi geldi. Doktor, "Bay Terzani, kansersiniz" dediğinde, onu benimle değil de başkasıyla konuşuyormuş gibi dinledim; öyle ki-şaşkınlıkla hemen bunun farkına vardım-ne umutsuzluğa kapıldım, ne de heyecanlandım; sanki bu konu hiç de benimle ilgili değilmiş gibiydi....'
Amerika' da kemoterapi tedavisi ile başlıyor Terzani' nin şifa yolculuğu, nefis Amerika ve geleneksel tıp eleştirileri ile beraber. Sonra Hindistan, Tibet, Tayland, Filipinler, Hong Kong. Bu ülkelerde geleneksel öğretilerin, alternatif tıp yöntemlerinin ve uygulayıcılarının, kapitalizmin etkisi ile geldikleri nokta da eleştirilerinden nasibini alıyor Terzani' nin. Ama bunu öyle hakkaniyetle ve samimiyetle yapıyor ki hayranlık duymamak elde değil.   Son olarak, bir övgü de kitabı su gibi okutan tercümesi için Eren Yücesan Cendey' e. Mümkünse okuyun, pişman olmazsınız önerisiyle.