25 Mayıs 2012 Cuma

Mutluyum...mutlusun...mutlu

Bir sabah uyansa bir karı koca ve farketseler bir gariplik olduğunu o sabahta. Kadın adamın vücudunda, adam kadının vücudunda. Ruhlar beden değiş tokuşu yapsa. Ama sadece bu kadar basit değil. Sesleri aynı kalsa, erkek ve kadın bilinçleri de. Mesela adam herhangi bir şeye kadınca bir tepkiyle çığlık atarak karşılık verse ama hemen ardından Allah' ım napıyorum ben dese. Kadın hem adamın çığlığını küçümsese dalga geçse, hem de ondan güçlü olduğunu bilerek ve göstermek isteyerek adama kol kanat gerse. Yani aslında yanlış bedene hapsolmuş ruhlar gibi değil de, yanlış ruhu hapsetmiş bedenler gibi hissedip davransalar. Nasıl olur acaba? Elias Canetti Böcek' i yazarken böyle bir noktadan mı yola çıktı acaba? Belki de kahvesini içerken duvarda gezinen böcek verdi bu fikri ona. Bana gelen fikir uykudan önceydi. Çetin' e mi kızdım bilmeden acaba? Onu benim kalıbıma sokarak ne elde etmek istiyorum acaba? Ya ben onun kalıbına girip ne yapacağım? Şöyle bir düşündüm de kesin deliririm:) 

İşte böyle...Bazen hayat her şeyden ve herkesten bağımsız olarak çok güzel oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder