10 Kasım 2009 Salı

başlarken...


başlamadan evvel, saygı duruşu.


III. Dünya Savaşı sürerken, insanlara hiç gerek kalmadan üretim yapmanın yolu bulundu. Sorun şu: insanlar ne yapacak? 'Bu şarkıyı senin şerefine çaldım, Doktor,' diye bağırdı, Rudy gürültüyü bastırarak. 'Bitene kadar bekle.' Rudy, antika enstrüman sanki en son teknoloji harikasıymış gibi davranıyor, heyecanla inip kalkan tuşların ardından seçilebilen müzik kalıplarını gösteriyordu: titremeler, bütün tuşların akordiyon gibi hareket etmesini ve bas tuşların ağır ağır, düzenli inip kalkışlarını. 'Bak, şu ikisinin inip kalktığını gördün mü doktor! Tıpkı bir adam çalıyormuş gibi. Şunlara bak!' Müzik tam beş sentlik bir eğlence sunmuş havasıyla birden sustu. Rudy hala bağırıyordu: 'İnsan bir tuhaf oluyor değil mi Doktor, şu tuşların inip kalktığını seyrederken? Sanki bir hayalet oturmuş yüreğini döküyor gibi.'

işte böyle Kurt Vonnegut' un bloğuma ismini veren kitabının arka sayfası. uzunca bir süre aradım bu kitabı, okumak kısmet olmadı ama bloğa can verdi ya, bu da gönlümü aldı.

kitaplarla, puzzle sevdamla, ingilizce alıştırmalarımla, web tasarımı merakımla, sevdiklerimle, nefret ettiklerimle...yazmak istediğim her şeyle her şeyle ama yine de en çok kitaplarla ilgili bir bloğum olsun istedim. okuyamadığım bir kitapla açılış yapmak her ne kadar garip ve rahatsız edici olsa da bu adı çok sevdim ve durumu mutlaka telafi edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder