25 Kasım 2009 Çarşamba

Hercule Poirot mu, Miss Marple mı?

Her ne kadar tv dünyası Miss Marple' ı daha çok tercih etse de ben Poirot' yu tek geçerim. O meraklı kocakarı Marple' ın sıkı bir sopası eksik bence. Oysa Poirot öyle mi, sadece bıyıklarının ihtişamı yeter bu yarışı kazanmaya. Marple, zorlama bir çaba ile herkesi rahatsız ederek cinayeti çözmeye çalışırken; Poirot hikayenin kahramanları ile minik birer sohbet yaptıktan hemen sonra katili saptar, geri kalan süre boyunca ise buna kanıt arar ve asla yanılmaz. Marple cadısı cam çerçeve dinleyip mahallenin muhtarları havasında dolanırken, Poirot oturduğu yerden muhteşem bıyıklarını tarar.

Sıkı takipçilerinin tahmin ettiği gibi konumuz Agatha Christie kitapları...

En iyi cinayet kitaplarını kadınlar yazar. Bunu söylerken erkekler yapamaz, edemez gibi feminist bir yaklaşım içinde değilim -siz öyle algılarsanız da karışmam banane-sadece bir ya da birçok cinayeti örtbas etmek çok karmaşık planlar gerektirir ve karmaşa kadın beyninin göbek adıdır. Ne derler bilirsiniz, her başarılı cinayetin ardında katili ya da maktülü sevdiğini iddia eden bir kadın yatar.

Serinin tüm kitaplarını okumuş biri olarak en çok On küçük zenci ve Roger Ackroyd cinayeti' ni beğenmiştim. Birincisi gerçekten korkutuyor, ikincisi ise gerçekten dumur ediyor. 

Bu haftayı bayram nedeniyle ve ne ilgisi var ise polisiye kitaplarına ayırmaya karar verdim, hem de birdenbire. Galiba tatile gidesim geldi. Bu sefer ilgisi var, çünkü polisiye kitaplar en güzel deniz kenarında okunur. Parlak güneş, masmavi deniz ile birlikteyken korku dağları bekler ve bu kitaplar çerez lezzetindedirler.

Daha anlatacak çok kitap var, ama ustalara saygı olmazsa olmazdır deyip Agatha Christie ile başlayalım. Onlar ersin muradına, biz çıkalım kerevetine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder