8 Mayıs 2010 Cumartesi

Bedenim ruhumdan yoruldu

Sema Kaygusuz ile ilgili arama yaparken ekşi sözlükte karşıma çıktı bu söz. Bir intiharın son cümlesi olacak kadar dramatik görünüyor gözüme. Ama dibine kadar abartasım var, kendimi intihar etmesem de. Hangisi daha keyifli öfkeni anında dışa vurmayıp sırası gelsin hele diye diş bileyerek kontrollü bir hayal gücü ile sürekli tazelemek mi, başlarım çarkına deyip öfkenin koynuna girivermek mi? Dişe diş kana kan intikam intikam...Öyle olmuyor işte, böyle başlıyor belki, ama öyle olmuyor. Onca enerji yerini sakin bir barışma anının hayal kırıklığına bırakıveriyor. E bir sürü sözler biriktirmiştim ben sana, olsun, onlar da bir sonraki gerilim anına kadar hatırda tutuluyor. Sonrası yıldıran dejavü. Kıyamadığım nedir peki, sen mi, vicdan azabım mı?

Günün şiiri: Simyager-Sabahattin Ali

Keskin bir hamızı döktüm avucuma
Seyrettim kaynayıp oyuluşunu
Bir toprak potaya koyup erittim
Sonra bir nefeste içtim kurşunu

Parça parça etti göğsümü kurşun
Avucum sömürerek içti hamızı
Sarı dişlerimi açıp sırıttım:
Kafama çıkmasın diye bir sızı.

Bana yabancı bir gövde üstünde
Her şeye yabancı bir baş olmuşum.
En keskin hamızın işlemediği
Bir taş olmuşum ben, bir taş olmuşum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder